Ankara’nın kalbindeki Konur Sokak, 25 Nisan’da üniversite öğrencileri, gençlik örgütleri ve Emek ve Demokrasi Güçleri’nin direnişine sahne oldu. Polisin, Adalet Bakanlığı’na yürümek isteyen gençlere yönelik sert müdahalesi ve işkence iddialarıyla dolu gözaltılara tepki gösteren kalabalık, Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması yaparak, “Baskılara, gözaltılara, işkencelere karşı üniversiteler ayakta!” ve “Geleceğimize sahip çıkıyoruz, gözaltılar derhal serbest bırakılsın!” sloganlarıyla sesini duyurdu.
“Transfobik Açıklamalar İşkenceyi Meşrulaştıramaz!”
Üniversite öğrencileri adına konuşan Sude Dohman, polisin gece yarısı bir öğrenciyi yerde sürükleyerek gözaltına almasını ve çıplak arama uygulamasını kınadı. Sosyal medyaya yansıyan görüntüler sonrası Ankara Valiliği’nin yaptığı “kadın iç çamaşırı giymiş erkek” ve “sözde kadın” gibi transfobik ifadeler içeren açıklamayı şiddetle eleştiren Dohman, “İktidara sesleniyoruz: Gözaltında cinsel şiddete maruz kalan kadınları ve LGBTİ+’ları her gün gündem yapacağız! Erkek-devlet adaletine boyun eğmeyeceğiz, hesap soracağız!” dedi.
“1 Mayıs’ta İşçi Sınıfıyla Omuz Omuza!”
Dohman, direnişin büyüyeceğinin altını çizerek, “19 Mart’ta Beyazıt’ta yazılan direniş tarihini sahipleniyoruz. Gözaltındaki arkadaşlarımız serbest kalana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Soruşturmalarınız işkencelerinizi gizleyemeyecek! 1 Mayıs’ta alanlarda, işçi sınıfının yanında olacağız” ifadelerini kullandı.
“Gençlerin Gelecek Hayali Baskıyla Yok Edilemez!”
Emek ve Demokrasi Güçleri adına söz alan Zarife Çamalan, gençlerin 19 Mart’tan bu yana hak arayışını vurgulayarak, “Bu ülkede adalet kalmadı! Polis, barışçıl basın açıklaması yapacak gençlere bile insanlık dışı şiddet uyguladı. Bizler, gençliğin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz: Gözaltılar derhal son bulmalı!” diye konuştu.