Sincan ve Çorlu cezaevlerindeki kuyu tipi tecrit uygulamasına karşı süresiz açlık grevine başlayan devrimci tutsaklardan Onur Mete Yoldaş, dışarıya umut ve mücadele dolu bir mesaj ulaştırdı.
ESP ve SGDF üyelerine yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan ve Mart ayında kuyu tipi hapishanelere sevk edilen devrimci sosyalistler, 21 Nisan’da tecride karşı açlık grevi direnişini başlattı. Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde Adnan Özcan ve Ahmet Bilal Bay “süresiz-dönüşümsüz”, Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ise Mazlum Ortaç ve Onur Mete Yoldaş “süresiz-dönüşümlü” açlık grevine girdi.
“Yüreklerimiz Sizinle: Direnişin Ateşi Bizi Isıtıyor”
Onur Mete Yoldaş, gönderdiği dayanışma mesajında şu sözlerle seslendi:
“Devrimci tutsaklara yönelik en ağır saldırılardan biri olan kuyu tipi tecride inat, size devrimci kardeşliğimizin sıcaklığını yolluyorum. Direnişinizin yarattığı ateş, hücrelerimizi ısıtıyor; biz de mücadele azmimizle bu selamı alıyoruz. Size mektuplarımızı, türkülerimizi, sloganlarımızı ulaştırıyoruz… Kuşların kanadında, rüzgârın sesinde bize ulaşacağına inanıyoruz.”
“Eylemsizlik Zincirini Kırdık, Yolumuz Uzun Ama Gücümüz Büyük”
“İlk barikatı aştık—faşizmin bizlere dayattığı eylemsizlik psikolojisini yıktık. Yolumuz zorlu, fakat artık en kritik iki silahla yürüyoruz: örgütlü mücadele ve eylemlilik. Bu güçle son kaleyi de yıkacağız! Şimdilik yoldaşça selamlar… Özgürlüğe yürüdüğümüz günlerde, meydanlarda buluşmak umuduyla.”
Onur Mete Yoldaş’ın bu sözleri, tecride karşı direnişin yalnızca bir fiziksel mücadele değil, aynı zamanda bir “irade ve dayanışma sınavı” olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.