Filipinler Komünist Partisi, Çin Komünist Partisi’nin kuruluşunun 100. yılında, 1 Temmuz 2021’de ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping tarafından yapılan 100. seremonisindeki konuşmaya dair eleştiri metni yayınladı.
Filipinler Komünist Partisi’nin Baş Enformasyon Sorumlusu Marcos Valbuena tarafından yayınlanan açıklamada Xi’nin konuşmasından ilgili kısımlardan alıntı yapılan ve ardından yanıt ve eleştirilerin sıralandığı açıklamanın Çin’in sınıfsal karakteri ve ÇKP’nin sınıflar mücadelesi içerisindeki güncel rolüne dair ilgili kısımları şu şekilde.
“Çin proletaryası ve köylülüğü herhangi bir ‘yeniden diriliş’ görmüyor”
Xi’nin konuşmasında geçen “Partinin 100. yaşını kutlarken, geriye dönüp baktığımızda Parti’nin 100 yıllık mücadelesindeki muzaffer yolculuğunu, ileriye bakınca ise Çin ulusunun yeniden dirilişinin parlak beklentisini görüyoruz” şeklindeki giriş cümlesine yanıt olarak FKP, ulusal yeniden diriliş kavramının sınıfsal boyutuna dair şu eleştirileri sıralıyor.
“Xi Jinping, kendilerine uyumsuz gelen sosyalizm kılığından imtina ederek, onun yerine ÇKP’nin gayesi olarak, “ulusal yeniden diriliş” hedefinden bahsediyor. Bu görüş, herhangi bir “yeniden diriliş” görmeyen ve devlet tekeli burjuvazisi ile büyük kapitalistlerin devasa miktarlarda servet biriktirmesine imkan sağlayan baskı ve sömürüye tabi kılınmış Çin proletaryası ve köylü kitleleri için bir anlamdan yoksun.”
“Orta düzeyde müreffeh toplum tanımı, toplum içerisindeki sınıf çatışmasını örtbas etmektedir”
Xi’nin konuşasında geçen “İlk yüzyıllık hedefimiz olan orta düzeyde müreffeh bir toplum inşa etme hedefimizi tüm açılardan gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu, Çin’de mutlak yoksulluk sorununa tarihsel bir çözüm getirdiğimiz anlamına geliyor ve bundan sonra güvenli adımlarla ikinci yüzyıllık hedefimiz olan Çin’i tüm açılardan büyük modern bir sosyalist ülkeye dönüştürme hedefimize ilerliyoruz” ifadeleri karşısında FKP’nin sınıflar mücadelesinin kağıt üstündeki ekonomi verileri kullanılarak inkarı yönündeki eleştirileri şu şekilde.
“Orta düzeyde müreffeh”, Çin’in Forbes tarafından listelenen ve 2,531 trilyon dolar servet ile birlikte, fiili olarak hiçbir şeye sahip olmayan yüzlerce milyon işçiye ve köylüye sahip olan 626 milyarderi ile, bu iki sınıfın tam ortasında çabalayan birkaç on milyonluk kesimin sahip olduklarını ortalamaya vurduğunuzda elde ettiğiniz sonuç oluyor.
Çin’i “orta düzeyde müreffeh” diye tanımlamak için, devlete ve büyük şirketlere hükmeden burjuvazi ve ağır baskı koşulları altındaki işçiler ile topraklarından edilmiş küçük çiftçiler arasındaki derin ekonomik ve sınıfsal bölünmüşlüğü örtbas etmek gerekir.
Sosyalizmi inşa ederken anahtar unsur, refahın nicel gelişmişlik düzeyi değil, aksine refahın ülkede refahı yaratan sınıflar arasında nasıl dağıtıldığı ve üretici güçlerin geliştirilmesi yoluyla üretimi artırarak toplumun yaşama standartlarının kolektif şekilde yükseltilmesidir.
Buna, ekonominin anahtar kollarını elinde tutan proletarya devletiyle, toplum tarafından üretilen zenginliğin elde tutulması ve herkesin gıda, giyinme ve diğer temel ihtiyaç metalarının dağıtımının sağlanmasıyla, herkesin yaşam standartlarının yükseltilmesi yoluyla -kamusal sağlık hizmeti, eğitim, kültür- ve üretimi daha da ilerletebilmek için bilimle sanayiye yatırım yapılması yoluyla ulaşılabilir.
“Sosyalist inşaya sahte bağlılıkları aslında burjuva görüşlerini örtbas ediyor; sosyalizmin inşasından bahsedilirken buna sekte vuran iç faktör olan modern revizyonistlerden bahsedilmiyor”
Xi’nin konuşmasında sarf ettiği “Sosyalist inşa sürecinde sapmaların, sabotajların ve emperyalistler ile hegemonik güçlerin silahlı provokasyonlarının üstesinden geldik ve Çin tarihinin en engin toplumsal değişimine imza attık. Çin’in Doğu’da geri kalmış ve kalabalık nüfuslu yoksul bir ülkeden sosyalist bir ülkeye bu büyük değişimi, ulusal dirilişi gerçekleştirmek için gerekli asli siyasi ve kurumsal temellerini attı” ifadelerine yanıt olarak FKP tarafından şu sözler sıralanıyor.
Xi Jinping, “sosyalist devrim ve inşasına” sahte bağlılık sözcükleri saçıyor ancak aslen kendisinin burjuva “ulusal diriliş” görüşüne temel olacak bir aşama olması amacıyla küçültüyor.
O, emperyalist ve hegemonik güçler (dış güçler) karşısında sosyalizmi inşa etmek için Çin’in nasıl çabaladığından bahsediyor ancak direnen ve Çin toplumunun sosyalist dönüşümüne sekte vuran iç faktörlerden bahsetmeyi (modern revizyonistler) unutuyor. Çin’in, başta modern revizyonistler Liu Shaoqi ve Deng Xiaoping tarafından ileri sürülen burjuva çizgiye karşı proleter çizgiyi ve siyaseti uygulayarak Büyük İleri Atılım ve Büyük Proleter Kültür Devrimi döneminde kapsamlı bir ekonomik kalkınmaya, üretici güçlerin geliştirilmesine, demokrasinin genişletilmesi ve üretim ilişkileri ile üstyapının devrimcileştirilişine nasıl vardığından bahsetmiyor.
“Dillendirilenler, modern revizonist çeteninkilerle aynı”
Xi’nin konuşmasında geçen “Ulusal dirilişi gerçekleştirebilmek için Parti, zihinlerin özgürleştirilmesinde ve ilerletilmesinde Çin toplumunu birleştirdi ve ona liderlik etti, reformlarda, dışa açılmada ve sosyalist modernizasyonda büyük başarılar elde etti” ifadeleri karşısında FKP, dışa açılma ve ekonomik reformların modern revizyonistlerin lügatıyla bire bir aynı olduğu eleştirisini şu şekilde iletiyor.
Bu paragraflar, Çin’de Deng Xiaoping ve modern revizyonistler çetesi tarafından dillendirilenlerle bire bir aynı.
Xi, “merkezi planlı ekonomiden”, aslında kapitalist üretimde anarşiden gayrı hiçbir şey olmayan ve kapsamlı bir kalkınma yerine kaynaklar ile emeğin ilkesel olarak üyük artı-değer vaat eden yatırım bölgelerine tahsis edildiği “sosyalist piyasa ekonomisini” meşrulaştırmak için sanki pis bir şeymiş gibi bahsediyor
Çeviri/Kaynak:yolculukhaber.net … https://cpp.ph/statements/critical-annotations-of-xi-jinpings-speech-at-a-ceremony-marking-the-centenary-of-the-communist-party-of-china-on-july-1-2021/
Yorumlar kapalı.