Siyonist İsrail rejimi, Hamursuz Bayramı boyunca işgal altındaki Suriye topraklarında sözde “doğa yürüyüşü” turları düzenleyeceğini açıkladı. Bu provokatif adım, işgalin ve emperyalist yayılmacılığın nasıl turizm kisvesi altında meşrulaştırılmaya çalışıldığının çarpıcı bir örneğini oluşturuyor.
İşgal altındaki Golan Tepeleri’nde başlayacak olan ve askeri koruma eşliğinde gerçekleştirilecek bu turlar, Siyonist İsrail’in bölgedeki yasa dışı varlığını normalleştirme çabalarının bir parçası. Kurşun geçirmez otobüslerle yapılacak gezilerde, katılımcıların Siyonist ordunun (IDF) Aralık 2023’te Suriye’den çaldığı topraklara gireceği belirtiliyor. Bu, uluslararası hukukun açık bir ihlali olmasının yanı sıra, Suriye halkının topraklarına yönelik bir gasp girişimidir.
İşgalin Turizmle Meşrulaştırılması: Sömürgeci Bir Taktik
Tur güzergahında, Lübnan’a ait olan ancak Siyonist işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri ve Suriye’nin başkenti Şam’a hakim Hermon Dağı da yer alıyor. Bölge, on yıllardır Lübnan direnişi Hizbullah ile Siyonist işgal güçleri arasında çatışmalara sahne olmuştur. Siyonist rejim, bu turlarla bir yandan işgali perdelemeye, diğer yandan da bölgedeki demografik yapıyı değiştirme planlarını sürdürmeye çalışıyor.
Ayrıca, Osmanlı döneminden kalma Hicaz Demiryolu’nun harabelerinin de turistlere gösterilecek olması, Siyonist İsrail’in tarihi çarpıtma ve kendi sömürgeci varlığını tarihsel bir zemine oturtma çabası olarak okunmalı. Oysa bu topraklar, uluslararası hukuka göre Suriye’ye aittir ve işgal altındadır.
“Daha Güvenli Kuzey” Aldatmacası: İşgalin Sürekliliği İçin Propaganda
Bu turlar, Siyonist rejimin “Daha Güvenli Bir Kuzeye Dönüş” adlı projesinin bir parçası. Gazze’deki soykırım ve Lübnan sınırındaki gerilimlerin ardından bölgede “normalleşme” algısı yaratmayı hedefleyen bu girişim, aslında işgalin kalıcı hale getirilmesi amacını taşıyor. Siyonist ordunun, “bölgenin mirasını canlandırma” iddiası ise tam bir ironi. Zira mirası korumak, işgal etmek ve bombalamak değil, toprakları gerçek sahiplerine iade etmektir.
Suriye Topraklarında Askeri Varlık: İşgal ve İhlaller
Siyonist İsrail, 1974 ateşkes anlaşmasını hiçe sayarak Suriye topraklarında ilerlemiş ve bölgede kalıcı askeri kontrol kurmuştur. İşgalci Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, “Suriye güçlerinin sınıra yaklaşmaması” yönündeki açıklamaları, Siyonist rejimin bölgedeki yayılmacı politikasının itirafı niteliğinde.
Suriye’nin meşru hükümeti ise bu işgal ve provokasyonlara karşı uluslararası toplumun sessizliğini protesto ediyor. Ancak emperyalist güçlerin desteğiyle ayakta duran Siyonist rejim, bu sessizliği fırsat bilerek işgalini genişletmeye devam ediyor.
Sonuç: Direniş ve Anti-Emperyalist Mücadele Şart
Siyonist İsrail’in işgal altındaki topraklarda düzenlediği bu turlar, bir yandan Filistin ve Suriye halklarının haklarını gasp etme, diğer yandan emperyalist işgali turizm adı altında meşrulaştırma girişimidir. Bölge halkları, bu tür provokasyonlara karşı direnişini sürdürürken, uluslararası toplumun da Siyonist işgali kınayarak adalet talep etmesi gerekiyor.
Emperyalizmin ve Siyonizm’in saldırgan politikaları ancak anti-emperyalist bir mücadele ile püskürtülebilir. Suriye’nin, Lübnan’ın ve tüm işgal altındaki toprakların özgürlüğü için direniş, meşru bir haktır!