İşgalci Siyonist rejim, Filistin halkına yönelik saldırılarını durmaksızın sürdürüyor. Batı Şeria’nın Cenin kentinde başlattığı ve giderek genişlettiği saldırılarla, bölgedeki halka yönelik baskı ve şiddet politikalarını tırmandıran İsrail ordusu, bir tank tümenini bölgeye göndererek katliamını daha da genişletme kararı aldı. Bu hamle, Siyonist rejimin Filistin halkının direnişini kırmaya yönelik emperyalist destekli planlarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Anadolu Ajansı’nın aktardığı bilgilere göre, Gazze’de ateşkes ve rehine takası anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ardından, 21 Ocak’ta Cenin’e yönelik saldırılarını şiddetlendiren İsrail ordusu, bölgedeki köylere de saldırılar başlattı. Yedioth Ahronot gazetesi ise 22 yıl sonra ilk kez Cenin yakınlarında İsrail tanklarının görüldüğünü yazdı. Bu durum, Siyonist rejimin bölgedeki askeri varlığını artırarak halka yönelik baskıyı yoğunlaştırdığını gösteriyor.
Siyonist Saldırıların Kısa Tarihçesi
Gazze’de ateşkesin yürürlüğe girdiği 19 Ocak’ın ardından, İsrail ordusu 21 Ocak’ta Cenin’e yönelik “Demir Duvar” adını verdiği bir saldırı başlattı. Bu saldırılarını 27 Ocak’ta Tulkerim, 2 Şubat’ta Tubas’ın El-Faria Mülteci Kampı ve Tamun beldesine kadar genişleten Siyonist güçler, 7 gün süren baskının ardından 8 Şubat’ta Tamun’daki askerlerini geri çekti. Ancak bu geri çekilme, saldırıların sona erdiği anlamına gelmiyor. 9 Şubat’ta Tulkerim’in doğusundaki Nur Şems Mülteci Kampı’na yönelik saldırılarını genişleten İsrail ordusu, bölgede yıkım ve katliam politikalarını sürdürüyor.
21 Ocak’tan bu yana devam eden saldırılarda en az 56 Filistinli yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı. Bölgedeki yapılar ve altyapı geniş çapta tahrip edildi. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te ise 7 Ekim 2023’ten bu yana Siyonist güçlerin saldırılarında 167’si çocuk olmak üzere 920’yi aşkın Filistinli katledildi, 7 bine yakın kişi yaralandı.
Emperyalizm ve Siyonizm: Filistin Halkına Karşı Ortak Baskı
Siyonist rejimin bu saldırıları, yalnızca bölgesel bir işgal politikası değil, aynı zamanda emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki çıkarlarını korumaya yönelik bir stratejinin parçasıdır. Filistin halkının direnişi, Siyonist işgale ve onun arkasındaki emperyalist güçlere karşı bir mücadele olarak görülmelidir. Maoist perspektiften bakıldığında, Filistin’deki halk savaşı, emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşı verilen bir kurtuluş mücadelesidir. Bu mücadele, yalnızca Filistin halkının değil, tüm dünya halklarının emperyalizme karşı ortak direnişinin bir parçasıdır.
Filistin halkının direnişi, Siyonist işgalin ve emperyalist baskının son bulması için sürdürülmesi gereken bir mücadeledir. Bu mücadelede, halkın birliği ve direniş ruhu, işgalci güçlere karşı en büyük silahtır. Siyonist rejimin saldırıları ne kadar şiddetli olursa olsun, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi devam edecektir. Bu mücadele, tüm dünya halklarına ilham vermeye devam edecek ve emperyalizme karşı verilen küresel mücadelenin bir parçası olarak tarihte yerini alacaktır.
Siyonist İşgal Rejimi, Batı Şeria’da Katliamlarına Devam Ediyor: Cenin ve Çevresinde Halka Yönelik Baskılar Artıyor
