Kadınların yaşam hakkı, erkek şiddeti ve devletin bu şiddete karşı yetersiz kalan politikaları nedeniyle her geçen gün daha fazla tehdit altında. Kadına yönelik şiddetle mücadele için gerekli yasaların çıkarılmaması ve faillerin cezasız kalması, kadın cinayetlerini artırarak sürdürüyor. Son 24 saat içinde 5 kadın erkekler tarafından katledilirken, bir kadın da hakkında uzaklaştırma kararı olan erkek tarafından darbedilerek ağır yaralandı.
Bu cinayetlerin faili erkekler, kadınların en yakınındaki kişiler: eski eşler, boşanma sürecindeki partnerler veya evli oldukları kişiler. Kadınlar, erkek şiddetinden kaçamıyor, korunamıyor ve devlet bu katliamı durdurmak için gereken adımları atmıyor.
İzmir’de Fatma K. (27), boşandığı erkek O.G. (34) tarafından sokak ortasında darbedilerek katledildi.
Fatma K., ayrıldığı erkek tarafından uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetti. Erkek şiddeti, kadınların yaşamını sokak ortasında bile tehdit ediyor.
Konya’da Havva A., boşanma sürecinde olduğu Yusuf A. tarafından ateşli silahla öldürüldü.
Yusuf A., cinayeti işledikten sonra intihar etti. Kadınlar, boşanma sürecinde bile erkek şiddetine maruz kalıyor ve bu şiddet çoğu zaman ölümle sonuçlanıyor.
Esenyurt’ta Gülnur Akalın, boşandığı erkek Tuncer Batmaz tarafından bıçaklanarak katledildi.
Tuncer Batmaz, cinayeti işledikten sonra intihar etti. Kadınlar, ayrıldıkları erkekler tarafından öldürülmeye devam ediyor.
Tekirdağ’da H.A., evli olduğu emekli polis Halil Avşar tarafından boğularak öldürüldü.
Polis gücünü elinde bulunduran bir erkek, eşini katletti. Devletin güvenlik güçleri içinde bile erkek şiddeti meşrulaştırılıyor.
Antalya’da hemşire Sevcan Demir Sakman, 2 ay önce evlendiği eşi Halit Can Sakman tarafından satırla katledildi.
Evlilik, kadınlar için bir güvence değil, ölüm riski haline geliyor. Erkek şiddeti, en yakın ilişkilerde bile kadınların yaşamını tehdit ediyor.
Samsun’da E.D., hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi Eyüp D. tarafından darbedildi.
Eyüp D., adliyeye sevk edilirken gazetecilere, “Çekin, karımı öldürmedim ama öldüreceğim yakında” diyerek erkek şiddetini açıkça tehdit olarak dile getirdi. Uzaklaştırma kararları bile kadınları korumakta yetersiz kalıyor.
Bu tablo, erkek şiddetinin bir terör biçimi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Kadınlar, evde, sokakta, işte her yerde erkek şiddetiyle karşı karşıya. Devlet, kadınları korumak için etkili yasalar çıkarmak ve uygulamak yerine, bu katliamı görmezden geliyor. Kadın cinayetleri politiktir ve bu cinayetlerin sorumlusu yalnızca failler değil, bu şiddeti durdurmak için gereken adımları atmayan devlettir. Kadınlar yaşamak istiyor, erkek şiddetine ve devletin sessizliğine karşı mücadele etmeye devam edecekler!
