İstanbul’da yaşanan bir hukuk ve insan hakları sorunu, Yıldıztabya Mahallesi sakinlerinin zorla evlerinden çıkarılması ve sokakta yaşamaya mecbur bırakılmalarıyla yeniden gündeme geldi. TOKİ konut projesi kapsamında dinamit patlatılması sonucu mahallede oluşan toprak kaymaları ve evlerdeki çatlaklar, bölge halkını uzun süredir tedirgin ediyordu. Ancak, İstanbul Valiliği’nin aldığı kararla evlerin boşaltılması ve halka verilen ev veya kira yardımı sözlerinin tutulmaması, durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.
Bu süreçte, mahalle sakinleri belediye ve valilikle yaptıkları görüşmelerden bir sonuç alamayınca, 7 kişi 10 Mart’ta Gaziosmanpaşa Belediyesi önünde açlık grevine başladı. Açlık grevinin 8. gününde, gece saatlerinde polis tarafından gözaltına alınan bu kişilerin nereye götürüldüğü ise henüz bilinmiyor. Gözaltı öncesinde, belediye görevlilerinin açlık grevi yapanları taciz ettiği iddiaları da dikkat çekti.
Bu olay, kentsel dönüşüm projelerinin insan hakları ve sosyal adalet boyutunu bir kez daha sorgulatıyor. Yurttaşların barınma hakkı, yaşam hakkı ve protesto hakkı gibi temel haklarının nasıl korunacağı, yetkililerin sözlerini neden tutmadığı ve halkın sesine neden kulak verilmediği gibi sorular.