İzmir’de, 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Malatya’nın Yeşilyurt ilçesine bağlı İkizce (Haçova) Mahallesi’nde yapılan afet konutlarına yönelik “Resen Kamulaştırmasız El Koyma Suretiyle Tescil” girişimi protesto edildi. İzmir Haçova Kültür ve Dayanışma Derneği üyeleri, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde “Yaşam alanlarını savunuyoruz, İkizce yalnız değildir” başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Konak Kent Konseyi ve EGEÇEP üyeleri de bu eyleme destek verdi.
Basın açıklamasında konuşan İzmir Haçova Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Gül Çat, depremden etkilenen İkizce Mahallesi sakinlerinin yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekti. Çat, “Depremin yaralarını sarmaya çalışan İkizce halkı, şimdi de mülkiyet ve yaşam haklarının ihlaliyle karşı karşıya. Bu durum, onları daha da derin bir mağduriyete sürüklüyor” dedi.
Çat, köylülerin tapulu arazilerine yönelik acele kamulaştırma kararını cep telefonlarına gelen SMS’lerle öğrendiğini belirterek, “Bu durum halkta büyük bir şok etkisi yarattı. Verimli tarım arazilerinin kamulaştırılması akıl alır gibi değil. 2 milyon metrekareyi aşan bu işlem, köylülerin rızası alınmadan ve hiçbir bilgilendirme yapılmadan gerçekleştirildi. Yetkililer, bu arazilere afet konutları veya sosyal konutlar yapılacağını söylüyor. Ancak, İkizce’de zaten 20 bin afet konutu inşa ediliyor ve şehirdeki dönüşüm projeleri düşünüldüğünde sadece 650 konuta daha ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
“Gıda güvenliği tehdit altında”
İkizce’nin verimli tarım arazilerinin kamulaştırılmasının gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Çat, “Çevrede daha uygun ve maliyeti düşük alanlar varken, tarım arazilerinin seçilmesi anlaşılır değil. Gıda güvenliği, ülkenin ekonomik istikrarı ve halk sağlığı için hayati öneme sahip. Tarım arazilerinin korunması, sürdürülebilir kalkınmanın temelidir. Bu arazilerin imara açılması, uzun vadede gıda arzını ve ekonomik bağımsızlığımızı tehlikeye atacaktır” dedi.
Çat, İkizce halkının ne yapılacağı konusunda net bir bilgilendirme yapılmadığını, bunun da endişe ve belirsizliğe yol açtığını söyledi. “Depremde evlerini ve işlerini kaybeden, ata topraklarına sığınan, kayısıcılık ve hayvancılıkla geçimini sağlayan vatandaşlarımızın emekleri ve umutları yok sayılıyor. İkizce halkı, üç haftadır kar kış demeden 24 saat nöbet tutarak bu haksızlığı protesto ediyor. Bu direniş, onların topraklarına ve geleceklerine sahip çıkma kararlılığının bir göstergesidir” diye konuştu.
“Anayasal haklar ihlal ediliyor”
Çat, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 35. maddesine atıfta bulunarak, “Anayasa, herkesin mülkiyet ve miras hakkına sahip olduğunu ve bu hakların ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceğini belirtir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 No’lu Protokolü’nün 1. maddesi de mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini öngörür. İkizce’de yapılan acele kamulaştırma, hem Anayasa’nın hem de uluslararası sözleşmelerin güvence altına aldığı mülkiyet ve yaşam haklarının ihlali anlamına geliyor” dedi.
Çat, yetkililere seslenerek, “İkizce halkının haklarını gözetmeli, tarım arazilerini korumalı ve şeffaf bir süreç yürütmelisiniz. Bu topraklar, sadece birer arsa değil, insanların geçim kaynağı ve gelecek umududur” çağrısında bulundu.