Hapishanelerdeki Keyfi Uygulamalar: Tahliyeler Engelleniyor, Haklar İhlal Ediliyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul – Türkiye’deki hapishanelerde, mahkûmlara yönelik hak ihlalleri artarak devam ediyor. Yüzlerce mahpus, Hapishane İdare ve Gözlem Kurulları tarafından “keyfi” gerekçelerle tahliye edilmiyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi avukatlarından Berivan Barin, Bolu F Tipi Hapishanesi’nde tahliyesi engellenen mahkûmların durumunu ortaya koyan bir rapor hazırladı.

“İyi Hali” Olmamak İçin Gerekçeler: Kitap Okumak, Kürtçe Konuşmak, Gazete Bulundurmak

Rapora göre, 33 mahkûmun tahliyesi, kurulların “soyut” ve “hukuk dışı” gerekçeleriyle engellendi. Tahliyelerin önüne geçilmesi, mahkûmların ikinci kez cezalandırılması anlamına geliyor. İşte tahliyelerin engellenmesine yol açan bazı gerekçeler:

  • Kitap okumak, fazla gazete bulundurmak, radyoda belirli programları dinlemek
  • Kürtçe konuşmak, Kürtçe yayınları takip etmek
  • Örgüt jargonu kullanmak, ideolojik tutumunu değiştirmediği iddiası
  • Aile görüşmelerini “örgütle planlamak” şüphesi
  • Dilekçe yazmamak, resmi kurumlara eleştiri içeren başvurular yapmak
  • Hapishane içinde “ortak davranış” sergilemek

Bu gerekçeler, mahkûmların temel haklarını kısıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda siyasi kimlikleri nedeniyle hedef alındıklarını da gösteriyor.

Ağır Hasta Mahkûmlar Bile Tahliye Edilmiyor

Raporda, ağır hasta mahkûmların bile tahliye taleplerinin reddedildiği belirtiliyor. Örneğin, 70 yaşındaki Muzaffer Ateş ve engelli mahkûm Ramazan Vural gibi isimler, sağlık durumları kritik olmasına rağmen serbest bırakılmıyor. Ayrıca, hasta mahkûmların hastaneye sevk edilirken çıplak arama gibi insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığı da raporda yer alıyor.

Çözüm Önerileri: Bağımsız Denetim Şart

ÖHD’nin raporunda, hapishanelerdeki hak ihlallerinin son bulması için acil adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor. Öne çıkan talepler şöyle:

Hapishane İdare Kurulları kaldırılmalı, yerine bağımsız denetim mekanizmaları kurulmalı.
Ağır hasta mahkûmlar derhal tahliye edilmeli.
Dil, kimlik ve siyasi düşünce nedeniyle ayrımcılık son bulmalı.
Arama ve görüşme uygulamaları insan onuruna yakışır hale getirilmeli.
Sivil toplum örgütleri ve barolar, hapishaneleri düzenli denetlemeli.

Sonuç: Hukuk Değil, Keyfiyet Hüküm Sürüyor

Bu rapor, Türkiye’deki hapishanelerde hukukun değil, keyfiyetin hüküm sürdüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Mahkûmların tahliye süreçlerindeki engeller, yalnızca hukuki bir sorun değil, aynı zamanda siyasi bir baskı aracı olarak da kullanılıyor.

Hükümet ve ilgili kurumlar, bu rapor doğrultusunda acilen harekete geçmeli ve insan hakları ihlallerine son vermelidir.

(Kaynak: Ömer İbrahimoğlu/MA)

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.