Cumartesi Anneleri, 12 Temmuz’da görülecek duruşmaya çağrı yaptı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haber Merkezi: Cumartesi Anneleri, her hafta düzenledikleri eylemlerinin 850’nci haftasında,12 Temmuz’da görülecek davayı  hatırlatarak, “Bizler o meydanda büyüyen çocuklar olarak bu yargılamayı kabul etmiyoruz. Bizleri değil, failleri bulun, yargılayın”  dedi.

Cumartesi Anneleri, “Failler belli kayıplar nerede” sloganıyla gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla her hafta düzenledikleri eylemin 850’ncisini online olarak gerçekleştirdi. Eylemde bu hafta Cumartesi Anneleri’ne açılan davaya dikkat çekildi. 

Eylemde konuşan dava avukatı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Cumartesi Anneleri’nin oturma eyleminin 700’üncü haftasındaki engellemenin ardından açılan davanın devam ettiğini, 2’nci duruşmasının 12 Temmuz’da İstanbul Adliyesi’nde görüleceği bilgisini paylaştı.

‘İçişleri Bakanı hukuka aykırı davranıyor’ 

O gün İçişleri Bakanlığı Süleyman Soylu tarafından oturma eyleminin yasaklandığını ve annelere  polisler tarafından saldırıldığını, annelerin darp edildiğini anımsatan Öztürk, “Bu yetmezmiş gibi üzerine de dava açıldı. 699 gün oturduk kamu  güvenliği bozulmadı da ne oldu da 700’üncü hafta da kamu güvenliği bozulmaya başladı. Çünkü İçişleri Bakanı’nın siyaseti buna neden oldu. Anneleri hedef gösterdi. Bu kişi ile ilgili çok ciddi iddialar var. Hukuka aykırı davrandığını artık herkes biliyor. 90’lı yıllarda Mehmet Ağar da öyleydi. Onları, bu yasaklardan vazgeçmeye çağırıyoruz. Çünkü adalet ve özgürlük mücadelesi her zaman kazanır ve kesinlikle kazanacak. Annelerimizin direnici ve inancı bu yasakları yırtıp atacaktır. İnanıyorum ki 12 Temmuz’da beraat kararı verilecek ve bu hukuksuzluk son bulacak” dedi.  

Ardından söz alan Cumartesi Annesi Emine Ocak, “Ben, çocuklarım ve torunlarım adalet istiyoruz” dedi.

 ‘Bizi değil babamın failini yargılayın’

Gözaltında katledilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun’da Cumartesi Çocukları adına söz aldı. Babasının akıbetini ve sorumluların yargılanmasını isteyen Jiyan, annesinin yıllarca Galatasaray Meydanı’nda oturma eyleminde bulunduğunu, yerlerde sürüklendiğini hatırlattı. Jiyan, “O gün o meydanda oturmamıza izin verilmedi. Yerlerde süründürülerek gözaltına alındık. Bütün taleplerimize kulaklarını kapatan, kirli ilişkileri görmemezlikten gelen, faili meçhul cinayetleri ve kayıp dosyalarını raflarda çürüten yargı bizi yargılamakta bir an bile tereddüt etmedi. Bizler o meydanda büyüyen çocuklar olarak bu yargılamayı kabul etmiyoruz. Bizleri değil, babalarımın failleri bulun, yargılayın” diye çağrıda bulundu.  

‘Hakikati istemekten vazgeçmeyeceğiz’

Hasan Ocak’ın yeğeni Dilcan Acer ise Cumartesi Torunları adına söz aldı. Galatasaray Meydanı’nda büyüdüğünü paylaşan Dilcan, “Bugün dayım, teyzem adalet aradığı için, kaybedilen dayımın akıbetini sorduğu için yargılanıyor. Adalet istemekten ve hakikati istemekten asla vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.

 ‘Kurumlar inkar etti’

Eylemde basın metnini okuyan Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, bu topraklarda binlerce insanın gözaltında kaybedildiğini ifade etti. İnsanlığa karşı suçların devletle ilişkisinin TBMM ve Başbakanlık tarafından hazırlanan araştırma raporlarında da yer aldığına dikkat çeken İkbal,  “İnsanlar, evlerinden, iş yerlerinden, kafelerden, sokaklardan tanıklar önünde gözaltına alındılar. Onlardan bir daha haber alınamadı ya da günler, aylar, yıllar sonra ‘kimliği meçhul kişi’ olarak kayıtlara geçirilmiş toprak altındaki bedenlerine ulaşıldı. Aileler kaybedilen sevdiklerini ararken başvurdukları tüm kurumlarda inkarla karşılaştılar” sözlerini kullandı. 

‘Galatasaray Meydanı karakola dönüştürüldü’ 

İkbal, 25 Ağustos 2018 tarihinde Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü hafta buluşmasında ağır polis şiddeti ile engellendiklerini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “47 kişi gözaltına alındı. O günden beri ağır silahlı polislerce kuşatılan Galatasaray Meydanı, polis karakoluna dönüştürüldü ve tüm topluma kapatıldı. Bütün bunlar Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ayaklar altına alınarak yapıldı. Bu kişiler hakkında açılan davanın ikinci duruşması 12 Temmuz Pazartesi günü 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Hatırlatmak isteriz ki; bu dava ile hiç kimse kendisini güven içinde hissetmesin diye açılmış bir davadır. Vatandaşa, ‘Anayasa, mevcut yasalar ve hukuk sizi koruyamaz’ mesajıdır.” 

‘Özgürlüklerimizi kullanmakta ısrar edeceğiz’ 

Yargının iktidar tarafından hak talep edenleri cezalandırma aracına dönüştürüldüğünü ve buna dur demek gerektiğini belirten İkbal, sözlerini şöyle tamamladı: “Keyfiliği reddettiğimizi, bizi insan ve vatandaş kılan hak ve özgürlüklerimizi kullanmakta ısrar edeceğimizi bu yargılama vesilesiyle bir kez daha deklare edelim. Kaç yıl geçerse geçsin; kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin  hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 151 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.” (JINNEWS)

Yorumlar kapalı.