Haber Merkezi: İHD, Çorum’da Urfalı Kürt aileye yönelik ırkçı saldırıya dair yayınladığı raporda, tarım işçilerine yönelik nefret söyleminde bulunanların tespit edilerek haklarında gerekli yasal işlemlerin yapılması gerektiğini vurguladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Çorum’a bağlı Tekke köyünde Urfalı mevsimlik tarım işçilerine yönelik 4 Ağustos’ta düzenlenen ırkçı saldırıya ilişkin inceleme ve gözlem raporunu açıkladı.
‘Astsubaydan cesaret alarak saldırı gerçekleştirdiler’
Raporda, saldırıya uğrayan H. Ç., İ. Ç., H. A., Ö. A. ile yapılan görüşmelere de yer verildi. Saldırıda yaralanan H.Ç.’nin ifadelerine raporda şöyle yer verildi: “45 gündür içme suyumuz yok, arabalarla taşıyarak getirmeye çalışıyoruz. Tekke köyünün muhtarının dayısı gelip bize bağırıp çağırdı. Tekke köyü muhtarı bizden şikayetçi olduğu için astsubay geldi ve bize; ‘buradan taşınacaksınız, terk edeceksiniz, buraya çöp bırakıyorsunuz, gidin, burada sizi istemiyorlar’ dedi. Yolun öteki tarafına götürüp pislik temizletmeye çalıştılar. Biz de bu çöplerin büyük bir kısmının kurban kesimi sonrası köylüler tarafından atıldığını, kendi attıklarımızı temizleyeceğimizi söyledik.
Fakat tümünü bize temizletmeye çalıştılar, biz de kabul etmedik. Bunun üzerine astsubay muhtarı ve beraberindeki kişileri bize karşı kışkırttı ve muhtar, iki oğlu, muhtarın dayısı toplam 5-6 kişi bizlere saldırdı, yanımızda küçük çocuklar vardı. Yumruklar attılar. 2 kişi de elindeki bıçakla saldırdı. İki kişi bıçakla hafif yaralandı. Beş kişi darp raporu aldık. Astsubay saldırıda kullanılan bıçakları aldı. Astsubay tek yönlü görüntü alarak bizi saldırgan olarak gösterdi. Leblebi TV’ye bu görüntüler verilmiş ve bizi suçlu olarak gösterdiler, yanlış haber yapmışlar, olay esnasında biz çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 10 kişi bile yoktuk. Bizlerin onlara saldırması veya darp etmesi söz konusu değildir. Astsubayın tavır ve davranışlarından cesaret alarak saldırı gerçekleştirdiler. Astsubayın kışkırtmaları olmasaydı saldırı olmazdı. Çünkü biz bu köye yedi yıldır geliyoruz ve hiçbir sorun çıkmadı.
Aynı akşam köyde 500 kişi toplandı, jandarma bizim etrafımızı sararak saldırıdan korudu. Kalabalık tarafından bize küfredilip, buradan taşınmamız istendi, ‘teröristler dışarı’ diye bağırdılar. Olaydan dolayı şikayetçi olduk, ifademizi olayda rol oynayan astsubayın olduğu karakol aldı. Beş kişi Hitit Üniversitesi hastanesinden darp raporu aldık. Bize saldırı olan köyde alacaklarımız var, onları vermeme durumları olabilir. Darp sırasında askerler tarafından bizlere, çocuklara yakın gaz sıkıldı.”
‘Bana bıçaklı saldırı oldu’
Raporda saldırıya maruz kalan İ.Ç.’nin ise, “Astsubay bize bağırdı, ‘bize bağıramazsınız’ dedim. Daha sonra bize saldırdılar. Bana bıçaklı saldırı oldu. Ben dâhil, İ. Ç., H. A., K. A. ve A. S.’de darp edildi” dediği kaydedildi.
‘Bize terörist dediler’
Saldırıya uğrayan H.A.’nın ifadeleri ise rapora şöyle yansıdı: “Bize terörist dediler, bizi suçlu gibi göstermeye çalıştılar ve askerler bize biber gazı sıktı. Havaya ateş ettiler. Biz astsubaydan şikayetçiyiz. Şu anda Bozbuğa köyünde kalıyoruz, burada elektrik ve su yok, zor koşullarda yaşamaya çalışıyoruz.”
Muhtarın oğlu tehditlere devam ediyor
Raporda Kürt işçilere saldıranlar arasında bulunan muhtarın oğlunun saldırının ardından sanal medyada tehditlerini sürdürdüğüne de dikkat çekildi.
Savcılık görüşmesi
Raporda, heyetin savcı vekiliyle görüşme gerçekleştirdiği ancak dosyanın henüz savcıya ulaşmadığı bilgisi yer aldı. Raporda, savcılığın heyete soruşturmayı titizlikle yürüteceklerini söylediği kaydedildi.
Raporda, heyetin Çorum Valiliği’nden ve Emniyet Müdürlüğü’nden yetkililerle görüştüğü bilgisine de yer verildi. Raporda, emniyet görevlisinin olayı “kavga” olarak ele aldığı dikkat çekerken, jandarmanın “çıkan kavgayı ayırmak için gaz sıkmak zorunda kaldığı”nı öne sürdüğü kaydedildi.
Heyet taleplerini şu şekilde sıraladı:
*Toplumsal olaylara müdahale eden kolluk görevlilerinin ayrıştırıcı, ötekileştirici dilden sakınmaları oldukça önemlidir. Somut olayda sorumluluğu olduğu iddia edilen kolluk görevlileri hakkında etkili soruşturma yürütülmesi,
*Tarım işçilerinin elektrik, su, tuvalet ihtiyaçlarının karşılanması, çöp dökme alanlarının belirlenmesi, bulundukları çadırların çevresinde hijyenin belediyelerce sağlanması konusunda ek tedbirler alınması,
*Saldırıya uğrayanların çalıştıkları köydeki ücret alacaklarının alınması için yetkililerin yardımcı olması,
*Gerek saldırı sırasında köylüler tarafından gerekse saldırı sonrasında sosyal medyada tarım işçilerine yönelik nefret söyleminde bulunanların tespit edilerek haklarında gerekli yasal işlemlerin yapılması; etkili, kapsamlı ve şeffaf soruşturması açılması gerekmektedir.
Yorumlar kapalı.